Bağlama enstrümanını incelemek için öncelikle Türk Halk Müziğinin tanımını bilmekte fayda var. Türk Halk Müziği, halk kültürü içinde gelişmiş, zaman içinde derin, mekân içinde yaygın, babadan oğula, ustadan çırağa, kulaktan kulağa intikal ederek günümüze kadar gelmiş halk ezgilerinden oluşmaktadır.
Kategori: Kültür – Sanat
Kültür ve sanat konulu yorumlar, değerlendirmeler ve makaleler.
Kültür karmaşası nedir
Güzel ülkemde zaten kol gezen kültür karmaşasına her dakika yenisinin eklenmesine hayret bile edemiyorum artık çünkü ne yazık ki alıştık…
Kendini tanıma, tanıtma ve farkındalık
‘Türkiye Gündemi’ kategorisinde öyle konular var ki, içine bir girseniz, o ağır, kasvetli kapısı kapanıverir üzerinize, boğulursunuz. Zaman zaman ben de ülke gündemi konularını ele almıyor değilim. Bireyin her konuda söz söyleyebilme hakkını savunduğum için bu blogda yazdığım konu başlıkları sınırlı değil. Bazen gündem, bazen sanat, bazen memleket halleri, bazen seyahat, bazen web dünyası…
Türk müziğinin çok seslendirilmesi bağlamında oda müziği
Müzik eğitiminin amaçlarından biri de, kendi müzik kültürümüzün yanında evrensel müzik kültürlerinin tanıtılması ve öğretilmesidir. Evrensel müzik kültürünün bir boyutu olan çok seslilik ise, geleneksel Türk müziğinin yapı ve ifade özelliklerine aykırı düşmemek koşuluyla önem arz etmektedir. Öyle ki Türk müziğinin çok seslendirilmesi ilgili yapılan bazı çalışmalar, müziğin geleneksel üslubunu yok etmiş ve bu durum, “Türk Müziğinde çok sesli çalışmalar yapılmalı mı, yapılmamalı mı” tartışmasını beraberinde getirmiştir. Bu tartışmalar çok yaygın olmamakla birlikte hala süredursun, ben, ana hatlarına zarar vermemek şartıyla Türk Müziğinin çok seslendirilmesi konusunda herhangi bir sakınca görmüyorum. Hatta düşüncem o ki; aşırı koruyucu disiplinler, zaman zaman bu koruyuculuğu abartıp, Türk Müziği üzerinde baskıcı bir anlayış oluşturmuşlar ve bu durum, müziğimizin kendi kimliğini ‘paylaşmasına’, dolayısıyla gelişmesine engel olmuştur. Türk müziği icra eden oda müziği topluluklarının sayı bakımından az olması, sanırım çok sesliliğe duyulan ön yargının yansıması.
Müzik ve ön yargı
Toplum olarak ön yargılarımızdan kurtulamadığımız sürece bırakın bir arpa boyu yol almayı, ayağımızı yerden kaldıracak mecalimiz bile kalmaz.
Enstitüde sanat başkaydı
Köy Enstitülerinin tahine girmeyeceğim. Ancak kapatılmasının sadece bir milletin eğitimini, gelişimini değil, aynı zamanda sanatını da nasıl etkilediğine kısaca değinmek istiyorum.
Sanatsız mısınız
Sanat, insanoğlunun gereksinimleri doğrultusunda ortaya çıkmış ve bilimin temellerini oluşturmuştur.
Müzik ve Demokrasi
Müzik, Konfüçyüs’ün deyimiyle; gök ve toprak arasında bir uyumdur. Yani birleştiricidir. İşte bu noktada, bu yazınında temel konusunu oluşturan şu soru beliriyor aklımda; Böyle birleştirici bir unsur olan müziğin bağlayıcı yönünden, son günlerde iyice yıpratılan ülkemiz demokrasisi de nasibini alamaz mı? Bin yıldır aşıklarımız, ozanlarımız; düşüncelerini, sevdiklerini, duygularını müzikle dile getirmişler. Tüm tepkilerini müzikle ortaya koymuşlar.
Sanatçı eleştirir
Sanatçıların; toplumu yönlendiren, kitle ile rahatlıkla iletişim kurabilen ve toplumda öncü olarak kabul edilen bireyler oldukları bir gerçek.
Duruşlarıyla, tavırlarıyla, hareketleriyle ve söyledikleriyle toplum mal olmuş bu insanların, ülkenin geleceğiyle ilgili görüşlerini de yansıtmaları gerektiğini düşünüyorum.